Film için herşey söylenebilir; Fantastik olmuş, inanılmaz, güzel olmamış, sıradan konu vs. Fakat sinema tarihini kökten değiştirecek demek fazla iddialı olur.
Öncelikle işin başında ki insan zaten filme gitmek için bir sebeb. Titanik tarzı aşktı, ölümsüz sevdaya vurulduk tarzı filmleri sevmem bu yüzden sinemada seyrememiştim ama yönetmen koltuğunda James Cameroon olunca insan ister istemez iyi bir işle karşı karşıya kalacağını düşünüyor.
Hele ki film çekimi 4 yıl gibi bir süre alınca dahada heyecanınız artıyor.
Trabzon-Fenerbahçe maçı da vardı ama ben genede 9 seansına gitmekte bir sorun görmedim. İstinyeparkta imax salonda seyrettim, seçimi özellikle bu salon yaptım çünkü madem güzel bir yemek yiyeceğiz sunumu güzel olsun.
Filmin kesinlikle üç boyutlu seyredilmesi gerekiyor, çünkü anlatılan dünya (pandora) masal dünyasından çıkmış gibi.
Başlangıcı ile beraber insanın Na'vi olası geliyor, mavi uzun ama bir o kadar şirin yaratıklar düşünülmüş kahraman olarak. Ufak bebekleri yapılırsa kesinlikle çok satar.
Asıl oğlan Jake'in yerinde olmak isteyecek hatta bu masalda ben yaşamak istiyorum diyecek çoktur son yazısı görüldüğünde(ki biterken öyle bir yazı yok).
Çıkarken aklımda şu vardı, bunu hayal eden bir insan olamaz. Sınır tanımayan, yaratılan hayvanlardan bitkilerin şekline davranış biçimlerine, Na'vi ırkının doğadaki her canlıyla bağ kurmasını sağlyan saçlarında ki uzantılara kadar yaratılış ötesi bir düşünce tarzı.
Kesinlikle sinemanın gücü son demine kadar kullanılmış, tek kusur bana göre insanın kaynak kurutan sınır tanımayan açlığını anlatırken yaratılan asker figürü. Nefret edilen tarafta amerikan askeri var ama o askerin illa yüzüne bakıldığında tükürme hissi uyandırması gerekmiyor.
Normal eli yüzü düzgün sokaktan geçen herhangi bir karakterde olabilirdi oynayan çünkü bilmesekte aslında hepimizin içinde hep daha fazlasına sahip olmak var. Bazen para olabilir bu bazende başka birşey ama hep fazlasını isteriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum