31 Aralık 2009 Perşembe

İyi Seneler-2010


Senenin En güzel fotoğrafları benim için.

Kaymak: Sezyum.com

Neredesin Genç Turkcell'li



Hep spor hep spor olmaz; Bugün 2009 hakkında aklımda yer eden şeyleri yazacaktım. Fakat sabah bir açtım gazeteleri heryere zam yapılmış

Benzine zam
Köprüye zam
Elektriğe zam
Taşıt vergisine zam
Emlak vergisine zam
Ivıra zam
Zıvıra zam...

Devamı gelir herhalde yakında yeni zamlarda kapıya dayanır.
Korkum o ki bir sayaç takıp aldığımız nefesin metreküpüne de para isteyecekler.

Sorum sana genç turkcellli bir yer var mı bildiğin daha yaşanabilir. İnsanlarının daha mutlu olduğu varsa söyle oraya gidelim milletce.

7 yıldızlı otellerde gününü gün eden,anamızı alıp gitmemizi isteyen padişaha sesleniyorum.

"MAĞRUR OLMA PADİŞAHIM SENDEN BÜYÜK ALLAH VAR."

29 Aralık 2009 Salı

Seni Seçmedim Pikaçu


Tam anlamıyla yapılan bu, 2016 adaylığı için federasyonun Trabzon ve Şaraçoğlu için ortaya koyduğu düşünce.

Sen biraz otur pikaçu, charmeleon senin yerini alsın.

Peki ne kadar mantıklı, bir turnuva düzenleyeceksiniz ve adı üstünde eğlence sektörü bu. Bu sektörün en önemli geliri içki, yemek, hediyelik eşya gibi benzeri kalemler.

Sorunun kaynağıda aslında burda başlıyor. Halkalı da oturan biri olarak benim bile gitmek istemediğim stadyumda maç oynatmak ne kadar akıl karı.

Bir diğer haksızlıkta belkide ülke futbolunun en önemli futbol şehirlerinden bir tanesi olan Trabzonun değilde Konyanın seçilmesi?

Gelen futbol severlere Mevlana felsefesini mi öğreteceğiz, ki geleceğini düşündüğümüz yaş gruplarının içki ve seks bazlı eğlence düşüncesine Konya ne kadar uygun. Tabi belli olmaz belki gelip hayat felsefesi değişecek olanlarda olabilir.



Konu ülke gündemine Fenerbahçenin veryansını ile girdi isteyen bu linkten okuyabilir. Fakat onlarında birşeyleri düşünmeleri gerek yönetim olarak. 12 sene sonunda neden sürekli Federasyon yada kurumları ile bir çaltışma içindeler.

 Bunun dışında bana göre açıklamada ki en can alıcı nokta şurası;

"Asya ve Avrupa kıtaları arasında uzanan İstanbul, ev sahibi adayı olduğu her organizasyonunda "kıtaları birleştiren şehir" imajı ile ön plana çıkmış ve bu güçlü yönü ile aday olduğu her organizasyonda ev sahipliğine seçilmişken, İstanbul'un Asya kıtasında bulunan parçasının ve bu parçasında mevcut potansiyelin EURO 2016 organizasyonu dışında tutulmasının akla sığan bir izahı var mıdır? "

Üzerinde düşünülmesi gereken budur aslında, düşünsenize açılış maçının saat 19 da asya yakasında, turnuvanın resmi açılışının ise saat 21'de avrupada olduğunu yada tam tersi yakalarda. Bunu yeryüzünde isteyipte yapabilcek başka ülke var mıdır?

Biz ne yapıyoruz onun yerine Kayseriden batıya bir çizgi çekiyoruz hoppp birde üstüne elimizde ki en hazır futbol stadyumunu park yeri sorununu bahane edip aday listeye almıyoruz. Sormazlar mı adama Olimpiyat stadının yol problemi, metro problemi, cevre düzenlemesi, rüzgar ve yaşam alanlarına yakınlığı problemlerini ne yapacağız.

Bu turnuvayı italya yada fransa bize yedirir mi?

Zannetmiyorum, fakat bizim adaylık sürecimizin işleyişi ile ilgili söylenebilecek ilk şey aşağıda ki karikatürde fazlasıyla mevcut.


28 Aralık 2009 Pazartesi

Santos ve David Luiz



Aralık ayının sonlarına geldik, yeni yılın transfer borsasıda oluşmaya başladı bile. Bizi ilgilendiren en önemli haber Real Madrid resmi sitesi gibi çalışan Marcadan.

Nedir haber devre arasında galakticosun bir sol bek transfer edeceği ve bu ismin ya Benficalı Luiz yada Bizim Santos olacağı.

Haber tamamen bu şimdi realin transfer politikasını eleştirmek istemiyorum ama bu iki isme nasıl karar vermişler.

Kriterleri tam olarak nedir?

Defansın ortasından devşirme sol bek bir isim olan Luiz hadi diyelim ilk tercihleri. Sert, savunması kuvvetli bir isim arıyorlar dedik kendi kendimize. Peki Luizin alternatifi Santos mudur.

Diğer taraftan bakarsanda başka sorun, Santos ince işleri yapan daha naif bir adam. Böyle bir oyuncu ilk düşündüğünüz isimse neden gidip alternatif olarak David Luizi tercih edersiniz.

Tabi işin maddi yönüne de bakmak lazım,15 milyon eurodan bahsediliyor. Fiyat gayet tatmin edici. Bana göre şuan ligimizde bu değere satılmayacak oyuncu yok ve böyle bir teklif red edilir mi? Edilirse neden edilir anlamakta güç.

Sanki Züperrr ligimizde oynayacak sol bek bulmak zormuş gibi davranmak saçma. Sonuçta Real seviyesinde bir takımda sol bek oynamak her baba yiğidin harcı değil ama üç büyüklerde sol bek oynamak için bir dünya isim sayabilirim gözü kapalı.

Pelesenk

Uzun oldu, ne zor oldu

Kalp yoruldu dön gel, herşey kalsın

Yalnız aşkla, yalnız aşkla dön gel


müzik - funda arar yak gel | izlesene.com

27 Aralık 2009 Pazar

www.pinokyo.org


Bugün gazetelerde nokta nokta klüb'lü futbolcu sarı çizmeli mehmet ağanın Fenerbahçe'den teklif aldığına dair açıklamaları yer almaktadır.
Kulübümüzün bu futbolcunun  medyaya yaptığı iddia edilen açıklamalarla hiçbir ilgisi yoktur. kendisine yönelik her hangi bir transfer girişimimiz kesinlikle söz konusu değildir.
Kamuoyuna duyurulur
Fenerbahçe Spor Kulübü

Ne zaman böyle bir haber görsem aklıma bu karikatür gelir, sayfanın editörüne gitsin.


Git artık...



2008/2009 sezonunun başıydı Aziz başkan kişisel sebeblerle( para dediler ama inandırıcı değil) Zicoyu göndermiş, kafasına en çok uyan hoca ile çalışmaya başlamıştı. O hoca ki avrupa şampiyonu olup direk türkiyeye inmişti. Zico giderken açıklamalar genelde şu yöndeydi "İstikrardan yanayız". Zaten istikrardan ne anladıklarını 70 yaş üstü bir isim getirerek cümle aleme gösterdiler. Şimdide istikrardan, 2010 da F4 hedeflerinden hiç bahseden basketbol şubesi çalışanı gördünüz mü?

Koca salona 2bin kişiye derbi, 500 kişiye euroleague maçı oynamanın sebeblerini umarım bu gece evlerine gittiklerinde düşünürler.

Birde şu söylemlerini unutmasınlar "Fenerbahçe gücünü taraftardan alır". Bu kadar takımından kopmuş bir taraftarın sorununun ne olduğuna bir zahmet biraz kafa yorsunlar.

Son sözümde tanjevic'e "İstifa etmekde erdemdir"

dipnot:resim salsabasketten

25 Aralık 2009 Cuma

Alex Röportajı

Globoesportes Alex ile Röportaj yapmış, yeni yayınlanan bir program 22 Aralık gününe ait.

Alexin Brezilya dönemi, Fenerbahçede yaşadıkları Aykut Kocaman, stadyum ve istanbulda brezilyalı bir futbolcunun yaşadıkları üzerine.

Baştan sona dinlenesi bir video tabi portekizceniz varsa. Fakat gazetelerimizin daha önce Alex Coritibaya gidecek diye verdikleri haberleri düşününce insanın aklına bir sürü soru geliyor. O haberde eski takımın bugünkü halinden, aldığı cezadan ve önümüzdeki dönemden bahsedilirken bizim müthiş portekizcesi olan (sabahtı yamulmuyorsam) gazetecimiz yıldızın takımda huzursuz olduğunu falan yazıp geri döneceğini söylemişti.

Bu röportajı görünce acaba bizim basınımızda nasıl çevirisi yapılacak düşüncesi geldi aklıma, yarın öbürgün görürüz.


24 Aralık 2009 Perşembe

İlk Yarı Biterken




Hemen hemen yayınlanan bütün maçları seyrettim, hazır liglere ara vermişken (bence) en iyi onbiri yazayım.

1-Rüştü

2-Ali Tandoğan
3-R.Carlos
4-Ferrari
5-Lugano

6-Arda
7-Volkan Şen
8-Emre
9-Ernst

10-Alex
11-Makakula

Sol bek bulamadım dişe dokunur ustalara saygı kuşağı sebebiyle Carlos'u uygun gördüm. Ayrıca Alex ve Kewell arasında çok kararsız kaldım ama brezilyalı oyuncunun 3 maç eksik 7 gol 7 asistlik performansı daddy cool'un 9 gol 4 asistini ikinci plana atmama sebeb oldu.

21 Aralık 2009 Pazartesi

Guiza Vol. Bilmem Kaç



Sinemada olduğum için maçı seyredemedim eve gelir gelmez tv başına geçtim tam o sırada maratonda haftanın kaçan top 10 golü diye birşey vardı. İlk yarıda kaçırdığı golü gördüğümde skoru hala bilmiyordum.

Pozisyonu gördükten sonra garip bir gülümseme hali aldı. Eskiden çok kızıyordum böyle saçma sapan vuruşlar yapmasına ama artık sadece koca koca tebessüm ediyorum.

4 senemizi Kezman ve Guiza gibi iki kazmanın yaptıklarıyla heba ettik, yazık valla bize de yazık başkan. Hadi kendi sağlığın bozuldu Fenerbahçe başkanı olduktan sonra fakat bizden ne istiyorsun. :)

Avatar



Film için herşey söylenebilir; Fantastik olmuş, inanılmaz, güzel olmamış, sıradan konu vs. Fakat sinema tarihini kökten değiştirecek demek fazla iddialı olur.

Öncelikle işin başında ki insan zaten filme gitmek için bir sebeb. Titanik tarzı aşktı, ölümsüz sevdaya vurulduk tarzı filmleri sevmem bu yüzden sinemada seyrememiştim ama yönetmen koltuğunda James Cameroon olunca insan ister istemez iyi bir işle karşı karşıya kalacağını düşünüyor.

Hele ki film çekimi 4 yıl gibi bir süre alınca dahada heyecanınız artıyor.

Trabzon-Fenerbahçe maçı da vardı ama ben genede 9 seansına gitmekte bir sorun görmedim. İstinyeparkta imax salonda seyrettim, seçimi özellikle bu salon yaptım çünkü madem güzel bir yemek yiyeceğiz sunumu güzel olsun.

Filmin kesinlikle üç boyutlu seyredilmesi gerekiyor, çünkü anlatılan dünya (pandora) masal dünyasından çıkmış gibi.

Başlangıcı ile beraber insanın Na'vi olası geliyor, mavi uzun ama bir o kadar şirin yaratıklar düşünülmüş kahraman olarak. Ufak bebekleri yapılırsa kesinlikle çok satar.

Asıl oğlan Jake'in yerinde olmak isteyecek hatta bu masalda ben yaşamak istiyorum diyecek çoktur son yazısı görüldüğünde(ki biterken öyle bir yazı yok).

Çıkarken aklımda şu vardı, bunu hayal eden bir insan olamaz. Sınır tanımayan, yaratılan hayvanlardan bitkilerin şekline davranış biçimlerine, Na'vi ırkının doğadaki her canlıyla bağ kurmasını sağlyan saçlarında ki uzantılara kadar yaratılış ötesi bir düşünce tarzı.

Kesinlikle sinemanın gücü son demine kadar kullanılmış, tek kusur bana göre insanın kaynak kurutan sınır tanımayan açlığını anlatırken yaratılan  asker figürü. Nefret edilen tarafta amerikan askeri var ama o askerin illa yüzüne bakıldığında tükürme hissi uyandırması gerekmiyor.

Normal eli yüzü düzgün sokaktan geçen herhangi bir karakterde olabilirdi oynayan çünkü bilmesekte aslında hepimizin içinde hep daha fazlasına sahip olmak var. Bazen para olabilir bu bazende başka birşey ama hep fazlasını isteriz.


Son söz verdiğiniz paraya değecek gününüzü iyi geçirmenizi sağlayacak bir film mutlaka izleyin

16 Aralık 2009 Çarşamba

Carlosu Seyretmek


Gelişinde yaşlandı diye dudak bükenler oldu ama 25 yaş ve üstünde olanlar için belkide futbol tarihimizin en heyecan verici transferiydi.

Dünya futbolunun yetiştirdiği en komple sol bek. Sol bek kavramını değiştiren isim, daha savunmacı ya da daha dengeli çok oyuncu akla gelebilir; benim ilk aklıma gelen Ashley Cole.

Bütün bu isimlerden ayıran ilk özelliği sahada oyunu güzelleştiren hareketleriydi, taraftara neşe katan tipte bir adam. Tam televizyonda seyretmek istenecek, hal ve tavırlarıyla insanı güldürecek biri.

 Hele böyle bir bünyeye allahın bahşettiği o sol ayak, hız ve oyun zekasıda eklenince insanın izlemeye doyası gelmiyor.

Aziz Yıldırımın bir çok eleştirilecek yada alkışlanacak icraatı olabilir. Bunların arasında sadece kendi taraftarlarının sevindiği yada rakiplerin sevindikleride olabilir fakat belkide ilk defa yaptığı bir şey bütün futbol severlerden takdir görmeli yada gördü.

 Minik dev adamı canlı canlı seyretme imkanı verdi. Ben en azından 15 defa çıplak gözle seyredebildim, inşallah benim gibi onu yeşil sahada 50 metre mesafeden seyretme imkanı yakalayan çok olmuştur.


7 Aralık 2009 Pazartesi

Body Building



Bakalım 4-5 sene sonra ne olarak çıkacak karşımıza, Aşağıda ki hale gelirse şaşırmam :))


Tersine Dünya



Zamanında takımlarımızın ligin kalitesizliği ve rekabetrsizliği yüzünden arvupa da sıra takımlarına bile kafa tutamadığını, arada bir kaç süslü galibiyet dışında istikrarı yakalayamağını konuşurduk.

Bugün ise ligin tepesindeki Galatasaray ve Fenerbahçede durum tam tersi olmuş durumda, liglerinde evlerinde yada deplasmanda galibiyet alamazken ecnebi rakiplerine karşı öyle yada böyle üstünlük kuruyorlar.

Dün akşam ki İ.B.B maçı da aslında buna hafiften örnek gibi, pana karşısında çok zor olmayan bir galibiyetten sonra ızdırap gibi geçen bir son 15 dakika geçirdi Samiyendekiler. Sonuçta gene son anlarda kaybedilen bir iki puan gözleri klasik büyük takım refleksiyle hakemlere çevirdi. Zaten mustafanın fotoğrafı açıklıyor bütün ruh halini. Üstünü başını parçalamak geliyor insanın. :)

Anadolu yakasında da durum pek farklı değil, al birini vur ötekine diye buna derler. Twente maçında girilen bir sürü pozisyona rağmen tek gollü galibiyet ardından çıkılan Eskişehir deplasmanında ise duran top dışında rakip ceza sahasına giremeyen bir takım.

Üstüne birde hakemler için savaş açmalar falan, şuan savaş açılacak bir kurum varsa o da futbol takımıdur topyekün. Umursamaz hareketler, bitsede gitsek havasında geçen değil tempo yapmak yürümeye mecali olmayan oyuncular grubunu harekete geçirmek asıl gerekli olan.

Başta dediğim gibi dünya tersine işliyor Daum ligi domine ettiği zamanlarda çok eleştirilirdi şu sözü yüzünden ama galiba amacına ulaştı. Takımı Avrupa da oynama tecrübesi kazandı, tabi yerseniz :)

Şampiyon...



-- Ve Brezilya da şampiyon Flamengo oldu, kabus gibi bir başlangıç yaptılar ama son 17 maçta 12 galibiyet 4 beraberlik tek mağlubiyet ile kupaya uzandılar.

-- Adriano Ziconun rekorunu kıramadı son 3 haftada 2 gol atması yetecekti ama olmadı. Gene de gol krallığını Tardelli ile paylaştı, şimdi ise Milana gidip gitmeyeceği konuşuluyor.

-- Fla da sevinç tepe noktada, ezeli rakip Fluminense de de sevinç var. Belki de ligden düşseler bu seneyi iki takımın taraftarı unutmayacaktı yıllar boyunca.



-- İnternacional rahat bir galibiyet aldı ve tarfatarın kulağı Maracanadan gelecek Gremio galibiyet haberindeydi ama istedikleri haber gelmedi.

-- Sao Paulo üzün süre ligin tepesinde takıldı son haftalara girerken koltuğu kaybettiler. R. Ceni'nin  ve Washingtonun hat-tricki ile rahat bir galibiyet aldılar. Washigolün ilk iki golü nasıl bir yetenek olduğunu zaten gösteriyor. Hele ikinci golü birinci sınıf, keşke daha fazla canlı seyretme imkanımız olsaydı.

Bu da şampiyonluk maçının golleri efendin izlemek isteyenlere.

6 Aralık 2009 Pazar

San Siro Günleri


Sezon kötü başladı koca Milan için, taraftar için daha da kötü başladı. Kaka gibi bir süperstar gitmiş. Üstüne genç fransız yetenek Gourcuff geri dönmeyi red edip kiralık gittiği yerde kalmaya karar vermiş.

Olabilecek en kötü durum bu olsa gerek. En önemli silahınızı kaybettiğiniz gibi bir de onun yerine koyacağınız ikinci ismi de elinizde olmadan satmanız gerekmiş. Durumu daha da kötüleştirecek bir diğer durum doğru düzgün transfer yapmamak olurdu ki. Galliani Huntelar dışında para harcamamayı seçti.

Arka arkaya gelen puan kayıpları ligin dibine kadar inmeler, Leonardo'nun koltuğunu kaybedeceği söylentileri derken, bir tercih herşeyi değiştirdi.


Borriello belki de Milan takımında ki en yetenekli forvet yada en kaliteli gol ayağı da değil ama takımın işlemesinde ki en önemli isim.

9. hafta takımın onbirinde yer bulmaya başladı ve o günden beridir sürekli gol atmadı toplam 4 golü var ama takımına ileri uçta ayrı bir dinamz kattı.

Bunda Pato ve Ronaldinhonun da yardımını gördü, aslında bu oyuncuların yardımına koştu desek daha doğru.

İnter'in Juve deplasmanında kaybetmesiyle fark 4 puana düştü, devre arasına kadar dişlerini sıkarlarsa belkide ikinci yarı şampiyonluktan bile ciddi ciddi bahsetmeye başlayacağız.

Eskişehirspor 2 - 1 Fenerbahçe



Herşey Antep maçının 2. yarısının ilk düdüğüyle başladı, galibiyete alışmış bünyeler sallanmaya. Baskıyı çok hissetmeyen ve yeni yeni birbirine alışan takım çözülmeye başladı.

8 hafta boyunca öyle yada böyle mücadele eden, başkanının istediği gibi rakiblerini ısıran oyuncular yavaş yavaş durmaya başladı.

Gökhan Gönül ve Alex'in durması ise bütün hücum gücünü bitirdi, zaten zordur kötü sezondan sonra gelen ilk maçlar. İyi başlarsanız "devamı gelecek mi" endişesi sarar, kötü başlarsanız "bu sezonuda kaybettik korkusu".



Bugün iki takımda birşey oynamadı, zaten doğru düzgün kalecileri yere yatıran pozisyon da yok. Bu maçı seyretmek için ancak taraf olmanız lazım, hemde iyi bir taraf. Yoksa çekilir gibi değil.

Oyun Daum'un seçimleri ve formsuz oyuncuların uykulu ruh halleriyle seyircilerin belleğini boğuyor.

Daum'un oyuncu kazanmak adına yaptığı Santos ısrarı farkında olmadan brezilyalının taraftar gözünde ki bütün kredisini bitirmek üzere. İkinci yarının başlaması ile arka arkaya iyi maçlar çıkarmak zorunda, yoksa işi çok zor.

Bir diğer tercih sorunu ise Alex, tamam bir pasta oyunu değiştirebilir ama neredeyse pas verecek mecali yok.



Yıllardır hocaların eleştirilmesinin başlıca sebebi Selçuk oldu. Bugün Abdülkadir oynasaydı 11 de Selçuğun verdiği performansı veremez miydi. Bu gençlerin Selçuğun yerine kötü oynamasını kabul edecek belkide binlerce taraftar var.

Ya da Özer Santos ve Alex'in verdiği katkıyı veremeyecek kadar kötü müdür? Yoksa Sakat mıdır? Açıklanmayan yada bilinmeyen bir şeyler var samandıra da yaşanan.

Oyunun içine dışına girmiyorum, sadece anlamadığım 6 hafta da 1 galibiyet alan takımın sorumluları neden bu kadar kayıtsızdırlar.




Sene başında Daum büyük konuşmuştu "6 da 6 gören var mı" demişti, şimdi burdan soralım 6 da 1 gören kaç teknik direktör geldi acaba bu takımın başına.

Bu arada Rıza Çalımbay "Fener kötü biz çok iyi oynadık" demiş, iyi oynayan es-es bu ise kötü oynayanı tahmin bile edemiyorum.

4 Aralık 2009 Cuma

Pelesenk

Yaşarın sesini özlemiştim. Bu tarz şarkıları daha bir güzel söylüyor.

Seni severdim
Ve sana rağmen yine severdim.

Gel İnsafsız!!


Ligimize gel(e)meyen bir çok yıldızdan biridir, her transfer sezonunda Fenerbahçeye geldi gelecek.
İmzaladı, vazgeçti.
Ali Koç'un villasında, Otelde.
Orada, burada, şurada derken.
Transfer sezonu biter fakat Fred'in ismi gazete manşetlerinden düşmez.
Sene başında Lyondan ayrılıp Fluminenseye transfer olduktan sonra ha bugün ha yarın Türkiyeye gelecek dendi.
Sonra sakatlanınca ve formdan düşünce ismi gündemden çıktı.
Seri A da 13. hafta sakatlanınca Geri dönüşü yaklaşık 15 maç sürdü. Daha sonra bir döndü pir döndü 9 maçtan yanlızca birinde boş geçti. 8 gol ve 1 asistle ligde takımının sonunculuktan kurtulmasında esas rolü kaptı.
Sudamerika kupasında ise 6 maçta 5 gol 1 asist sayısına ulaştı.

Gerçekten sevdiğim oyuncuların arasında gelir, yurdumuza gelir mi bilmiyorum ama canlı seyretmek keyif verir. Hele ki Guiza gibi bir ömür törpüsünü seyretme zulmüne maruz kaldıktan sonra.

Brezilya Yılın Golü?

GloboEsporte Brezilya Seri A da yılın golü için  adaylar belirlemiş. Benim oyum Ronaldo'ya ama Nilmar'ın golüne haksızlık yapmakda istemiyorum.

Yıldızlı Pekiyi Alanlar

Ajax
Sporting Lizbon
Hamburg
Galatasaray
Hapoel Tel Aviv
Shakhtar Donetsk
Salzburg
Psv
Villarreal
Werder Bremen
Benfica
Athletic Bilbao
Everton
Fenerbahçe

24 takımın 14'ü belli oldu. Alkış Özellikle iki takımımızında gruplarını lider tamamlaması ülke puanı ve prestiji açısından sevindirici. Umarım bir kaç tur daha gidebilirler.

Olay Var




Yenilgiyi hazmedemeyen Avusturyalı taraftarlar sahaya girmeye çalıştı olay çıktı, zaten sabahta Basklı taraftarları dövmüşler. Ayıp valla, bu arada San Jose'nin Semih Saygıner vari golü görülmeli

24 Kasım 2009 Salı

Kobe ve İmkansız

Aslında bu adam için imkansız diye bir kelime yok dün geceki basketi bunu gösteriyor.Oklahoma City Thunder Maçında gene müthiş bir oyun çıkardı. Jack Nicholson'ın bile ağzı açık kalmış :)

Özer Olmak




Almanyadan oynamak umuduyla Türkiye'ye gelmişti 2005 yılında fakat önce 3. ligde bir takıma kiralanmış ve "Keçiören'i 2. lige çıkar denmiş".

Kendiside bir demecinde geldiğini pişman olduğunu ve başarısız olup geri döndüğü düşünülmesin diye kalmaya karar verdiğini söylemiş.

Sezon sonunda Aykut Kocaman'ın  eline düşmesi belki de kariyerinde ki kırılma anı, takımda tutulmasının sebebi bünyesinde ihtiva ettiği müthiş yetenek.

Türk oyuncularda çok görülmeyen kafası yukarıda oyun anlayışı, pas kabiliyeti ve hepsinden önemlisi yıllar önce Oğuzu seyrederken hissettiğimiz tat.

Bazı oyuncular vardır topu attıktan sonra fark edersiniz, "boş adamı nasıl gördü" diye içinizden koca bir helal olsun çekersiniz.

Yıllar sonra böyle bir Türk cevheri yakalamışken şimdi Daum'un klasik inadının geçmesini bekliyoruz.

Sakattı, hazır değildi yerine oynayan formda dendi, şimdi ise son 5 maçtan sadece 1 galibiyet çıkarmış bir takım var.

Üstelik cezalı ve sakatlardan dolayı eksik te bir hayli fazla. Bu hafta Alman hocanın bahanesi de yok, oynatmazsa hangi taktikle hangi düşünceyle bunu anlatacak merak içindeyim.

Genede bu üst düzey yeteneğin eninde sonunda düzenli forma şansı bulacağını biliyorum, hocasına güvenmesemde 20 numaranın ona uğur getireceğini umuyorum.

23 Kasım 2009 Pazartesi

Pepe Sánchez



Haberi salsa da gördüm,pepe transfer olabilirmiş. Kendisi bu oyunu sevmek için iyi nedenler sunan eşsiz bir profil.

Gelmesi demek boş salonların dolması benim gibi onun son dönemlerinde seyretme şansı bulacak olanların tekrar maçlara gidecek olması demek.

Umarım haber boş çıkmaz da canlı canlı seyretme imkanımız olur.

9-1


Rakamlardan gitmeye devam. Maçı canlı seyredemedim ama geniş özetini izleyebildim.9-1 skorunu alt yazı ile öğrenmiştim önceden ama beni şaşırtan ilk yarının 1-0 sonuçlanmasından sonra bu sonucun oluşması oldu. Hele bir 50-60 arası var ki, 10 dakikada skor 4-1 oldu. sonra zaten Chris Kirkland geleni içeri aldı.

Bu kadar gol yenir mi denebilir ama Titus Bramble ismine aşina olanlar herhalde şaşırmamaışlardır. Her gittiği yerin savunmasını çökerten ingiliz rakip takım taraftarlarının göz bebeği olmaya devam ediyor.

Maç içinde ki bir başka dikkat çekici nokta ise Paul Scharner'ın mujteşem! saç stiliydi, Wiganın golünü atan arkadaş videodan görünebilir



Tottenham Wigan 9-1 Maçı Golleri videosu

Spor | MySpace Video

78.639

Bu hafta liderlik şansını Galatasaray gibi kaçıran bir diğer takım Flamengo oldu. Lider Sao Paolo'nun deplasmanda Botafogo ya 3-2 yenilmesinden sonra tek gollü galibiyet yetiyordu son iki haftaya lider girmeye ama Goias ile golsüz berabere kaldılar.

78.639 sayısı ise Flamengo-Goias maçını Maracana tribünlerinden seyreden kişi sayısı.

Görüldüğü üzere maçlar seyirciyle güzel.

20 Kasım 2009 Cuma

Domuz Gribi Barça da




Ligimizde ki ilk vaka Mardin'den geldi, ikincisi ise Arda ve Galatasaray alt yapısından. Domuz giribi dünyayı etkilemeye devam ediyor. Son olarak Yaya Toure ve Abidal de virus görüldüğünü açıklamış katalan klübü doktorları.
Tedbir olarak hafta sonu Bilbaoya götürülmeyeceklermiş. En önemli maçlar arefesinde Barça için kötü haber ikilinin yokluğu.

İlginç Bir Çalışma

Bu Nasıl Gol Kaçırma

Öyle bir gol kaçırma videosu ki ağzım açık kaldı. Ekim ayının yirmi beşinde oynanmış bir Hırvat ligi maçından. Resmen topu kale içerisinden çıkarmış. Bu kadarını Guiza bile başarmazdı.

Video D.Zagreb-Cibalia Vinkovci arasında oynanan maçtan, bitiş düdüğü çaldığında ise tabela 1-1. Herhalde genç futbolcu Sivonjic için unutulmaz bir anı olarak kalacak.


200'e 2 Kaldı




Adriano'nun eliyle belirtiği gibi yalnızca 2 gol kaldı , hem Flemengo tarihinin bir sezonda en çok gol atan oyuncusu olmasına(Zico 21 gol atmış 1980 yılında) hemde kendi kişisel kariyerindeki 200. golüne.

Bunu başarması için yanlızca 3 maçta 2 gol atması yeterli, kariyeri bu kadar dibe giderken tekrar futbola dönmesi gerçekten sevindirici.

Zaten evlenmeyi de düşünüyor daha önceki bu post ta belirttiğim gibi, tekrar Avrupa'ya da yolu düşer yakında.

Henry Çalışmaları


Kavga Etmeyin

Palmeiras ta işler iyi gitmiyor uzun zamandır, bir ara şampiyonluktan bahsediyorlardı ama son 9 maçta 3 beraberlik ve tek galibiyet çıkarınca lider Sao Paolo dan 1 maç fazla oynamalarına rağmen 3 puan geriye düştüler.

Normal olarakta sinir katsayısı günden güne yükseliyor oyuncu ve taraftarda.

En son oynadıkları Gremio maçından golcü Obina ile genç defasn oyuncusu arasında kavga çıkmış daha sonrada barıştıklarını açıklamışlar.

Yıllar önce bizim ligimizde de H. Şaş ve Necati buna benzer bir olay yaşatmışlardı. 


Dünyanın En?



En uzun sakalı 2.33 m

Aurelio ve Bayramı

Transfer dönemi yavaş yavaş geliyor ama eksik kalan birşey var. Menejer bayram ortalarda yok.

Sene başında ne demişti oysa; "Marco’nun ameliyatını dünyanın en meşhur doktorlarından Luis yaptı. Ronaldo’yu, Kaka’yı, Dunga’yı da ameliyat eden adam yaptı. Fizyoterapisti de Ronaldo’yu tekrar hayata döndüren adam. Marco’nun ameliyatı çok basit bir ameliyattı. Sadece dizini açtılar, biraz içeriden temizlediler. Benim korkum kıkırdak kemiğinde problem olabilmesi ihtimaliydi ama doktor bana kıkırdakta hiçbir problem yok dedi. Marco minimum 6 sene üst düzeyde futbol oynar. Marco çok güçlü bir insan. Doktor 1 Eylül diyor ama bana göre 10-15 Ağustos’ta sahalara döner."

Bunu temmuzda söylemiş peki muhteşem Marco şuana kadar kaç maç oynamış, "0" yazıyla da sıfır. Sakatlığını atlatamadığı için.

Daha sonra ne söylemiş; "Kontratında 10 milyon Euro yazıyor. Perşembe günü burada bir kulübün yetkisi ile görüştüm. 2 kişiydiler. Ondan sonra aynı gün İspanya’ya gittim. Betis Başkanı Lopera ile başladık konuşmaya. Kavga ettik. ‘Yok bırakmam, Marco bizim göz bebeğimiz’ dedi. ‘Marco 2. ligde oynamaz, bunu kafandan çıkar. Sen fiyat belirle. Eğer sen fiyat belirlemiyorsan bu çocuk yedek kulübesinde oturur yine oynamaz’ dedim. Çünkü milli oyuncu… Sen bunu yapamazsın bu çocuğa. Araya arkadaşlarını soktuk, ondan sonra 4 milyon Euro’ya razı oldu."

Tam Neşeli günlerde Şener Şen'in canlandırdığı karakter ziya anlatımı. Ettim kavgayı 4 e indirdim. Atma ziya diyesi geliyor insanın.

Asıl bomba açıklamada bir süre sonra geliyor;
"Radyospor'da Özgür Sancar'la Haber Özel Programı'na açıklama yapan tecrübeli oyuncunun menajeri Bayram Tutumlu, "Kararımızı verdik. Aurelio gelen tekliflere rağmen kulübünde kalacak. Çünkü Real Betis Başkanı Manuel Ruiz de Lopera ve teknik direktör Antonio Tapia kalmasını çok istediler" dedi."

Bu da oyuncusuna takım bulamamış menejerin en büyük yalanı, gelen tekliflere rağmen.

Şimdi Ocak geliyor, Bjk ve Gs orta alana adam arıyorlar. Yakında gazetelerde de başlar Aurelio imzaya geliyor haberleri.

Futbol Ölümleri


Son zamanlarda artık o kadar ölüm oldu ki futbolcuların kalp sorunundan dolayı ölmelerini garipseyen kalmadı.

Sahada hafızama kazınan ilk ölüm Marc Vivien Foe'ninkiydi, ekran başında gözlerini gördüğüm anı unutamıyorum. Bu kadar üst düzey ligde oynayan futbolcunun nasıl olur da sağlık testlerinde sorununun görülmediğine şaşırmıştım.

Daha 2003 senesiydi ve Foe aklıma ilk olarak Washington'u düşürmüştü iyi ki gönderilmiş, böyle büyük bir riskin altına girilmemişti. Daha sonra Feher, Nilton Mendes, Phil O'Donnell, Nsofwa ve bir kaç isim daha.

Son olarakta De Nigris

Oysa hayatıma futbol oynaması yasak, kalbi delik ve oynarsa yaşamı tehlikede tanımını ilk sokan Kanu'dur. Ajax yıllarında beri devam eden bu durum tam 13. senesini geride bıraktı. Hala faal olarak oynuyor hala sağlıklı.

Hayatta böyle garip işte herhangi bir sorunu olmayan oyuncu antrenman da maçta bir krizle giderken kalbi delik olan ise oyununa devam ediyor.

Allah uzun ömür versin Kanu'ya.

19 Kasım 2009 Perşembe

Forma Rezaleti

2012


Amerikalılar maya takviminin 2012 de bitmesini kullanarak bir film yapmışlar, konu Nuh'un gemisinin teknolojiye uyarlanması. Biraz özel efekt, bir tutam boşanmış bir aile, azıcık çocuklarınyla arasını düzeltmeye çalışan baba, çok az da abd başkanının kararlarına bütün dünya liderlerinin itiat etmesi.

Filmin derin darbeden ayrılan tek farkı bu defa nötrinoların (fizikte her maddenin içinden hiçbir etki yapmadan geçen kütlesi ve elektrik yükü olmayan parçacıktır) maddeye etki edebilecek hale gelip, dünyanın sonunu hazırlaması.

Olay Hindistan da başlıyor Himalayalar da bitiyor. İçeriği ise bilim kurgu diye başlayıp komedi oluyor 15 dakika sonra. Yellowstone parkındaki kahramanın karavanla kaçışı, Limuzinle slalomlar, uçak kullanmasını bilmeyen üvey babanın onbin saat uçuş tecrübesi olan F-16 pilotu manevraları, abidik gubidik bir film.

Zaten şöyle klişeler var ki anlaması zor arkadaş; Uçağın yakıtı mı yok yada motoru mu bozuldu merak etme dünyanın en büyük uçağı Antonov için bile mutlaka piste benzer bir yüzey vardır Tibet gibi dağlık bir bölgede olsanda ki yanlış bilmiyorsam Antonovlar AB ve ABD hava alanlarına iniş yapması yasak uçaklar listesinde olmalı ne işi var Amerika da. Kim Amerikaya girişine izin vermişte kahramanlar can havliyle son anda uçağı kaçırıp kurtuluşa yelken açıyorlar.

Filmle ilgili tek rahatlatıcı bilgi ise sonunda oluşan karasal yapıyı gördüm Türkiye yerli yerinde duruyor, merak edilecek bir şey yok. Ancak ben başbakan olsam kırılırım bizi gemiye almamışlar :). Elin gavuru bize özel gemiyi nasıl tahsis etmez, hemen buradan nota versinler

Harcadığım zamana yazık. Hasta hasta gittim birde tıklım tıklım salonda izleyeceğimizi öğrenince iyi film olduğunu düşünmüştüm. Benim için davos bitmiştir bir daha da gelmem Roland Emmerich filmine

Milan ve Ocak

Sene başında ki berbat performanslarından sonra yavaş yavaş toplanmaları ve tekrar potaya girmeleri üzerine transfer söylentiler iyice ayyuka çıktı Milan için.

İlk transferin Beckham olacağı açıklandı eğer sakatlık gibi bir durum olmazsa.

Daha sonra Dzeko gönlünde ki takımın Milan olduğunu açıkladı küçükten beri, Lukaku için yoklamalar yaptıkları haberi geldi.

Son isim ise Monokoda forma giyen genç defans oyuncusu Cedric Mongongu. Defansın ortasında oynayan genç Kongoluya 6 milyon euro'luk bir teklifte bulunmuşlar. Monaco ocakta satmaya yanaşmıyormuş ama belli olmaz. Sonuçta oyuncunun çocukluk hayalini açıklaması klübün tutumunu değiştirebilir.

Yapmayacaktın Henry

Bazı oyuncular vardır sevdiğiniz, kimi çocuğun kahramanıdır. Mahalle arasında ben messi'yim, ben ronaldo'yum dersiniz.

Henry 2000 başlarından beri belkide dünyada milyar çocuğun kahramanı olmuştur. Ta ki dün geceye kadar, yaptığı düpedüz şerefsizlik.

Aslında başka bir oyuncu olsa bu kadar sorun etmezdim. Bir Benzema bir Diarra olsa daha yeni yeni başarı kazanıyorlar ruhen olgun değiller derdim ama 33 yaşına gelmiş kazanmadığı kupa kalmayan Henry yapınca başka gözle bakıyor insan.

Kariyeri boyunca kazandığı bütün saygınlığı dün gözümde harcadı, benim gibi milyonlarda aynı düşünüyordur.

Şimdi asıl takip edilmesi gereken FIFA'nın tutumu, bu harekete ne ceza vereceği.

Ahmet çakar gibi konuşmak gerekirse. Ey FIFA yöneticileri eğer adam diyorsanız kendinize Henry'e okkalı bir ceza verirsiniz ve Dünya kupasında oynamasını engellersiniz ki bir daha böyle çakallık yapanlarda bilsinler cezanın ne olacağını.

Buradan benimde içimizdeki İrlandalılardan biri olduğum sonucu çıkarılmasın. :)

18 Kasım 2009 Çarşamba

Melih Şendil


Lig tv de derbi yaklaştığı için son 9 senenin maçlarının özetleri veriliyor, toplam 18 maç. Goller, kırmızı kartlar, kaçan pozisyonlar ve olaylar ama en dikkat çekici olan bu maçları hangi spikerin anlattığı. 18 maçı 2 defa Ercan Taner, 1 defa Melih Gümüşbıçak ve 15 defa Melih Şendil anlatmış.

Adama sormazlar mı senelik milyon dolarların döndüğü yayın kuruluşunda tek bir spikeri mi var. Federasyonun hakem kalmamış gibi sürekli Fırat Aydunus'a Bjk- FB maçlarını yönettirmesi bir yana yayıncı kuruluş da spiker mi bulamıyor.

Şimdi bir soru sizce bu sene derbi maçını kim anlatacak?

Bence Melih anlatır :)

U-17 Dünya Kupası 2009

Hastalık sebebiyle yazılara ara verince turnuva hakkında fazla bilgi giremedik. Bizim kolombiya ya elenmemiz, İsviçre'nin şampiyon olması, Nijerya kaptanı hakkında 25 yaşında söylentisinin çıkması, İspanyanın alt yapılarda son dört içinde yer alması falan filan.
Turnuvanın ödülleri ise şöyle dağıtıldı
En iyi oyuncu ödülü ( bana göre Seferoviçti) Nijerya'dan Sani Emmanuel'e gitti.
Gol krallığını tam 4 isim paylaştı. İspanyadan Borja, Nijeryadan Emmanuel Uruguay'dan Gallegos ve İsviçre'den Seferoviç.
En iyi kaleci ödülünü İsviçreli kaleci Siegrist yakaladı.
Aslında beklenen gibi geçmedi bütün büyükler erkenden evine gitti, kolombiya 4. olarak süpriz yaptı. G.Kore akılda kalan bir performans ortaya koydu. İsviçre sanki Alman milli takımı gibi turnuva geçirdi.
Kazananı tebrik edelim ancak bu iş nereye varacak, İsviçre için bilinmez. Çünkü bu jeneresyondaki oyuncularının büyük bölümü ikinci bir pasaporta sahipler ve ilerleyen senelerde isterlerse farklı bir milli takım için oynayabilirler.
Özellikle Seferoviçi ve Khalifa ikilisi ellerinden uçup gidebilir.