16 Temmuz 2010 Cuma

Taşındık

Bundan sonra yazılara Yerden şut üstten aut adlı blogda devam edeceğim.
ahanda linki bekleriz
http://yerdensutusttenaut.blogspot.com/

8 Temmuz 2010 Perşembe

Cana

Özel bir isim transfer etti Galatasaray, ligimizin kalitesi ve Cana'yı canlı seyredebilmek adına sevindirici bir transfer.

Cana hakkında daha sonra detaylı bir yazı yazarız.

Transfer

Geçen sene italyanın en gözde genç defans oyuncularından biriydi genç Danimarkalı. Manu, Milan derken haberi geldi.

Wolfsburg'a transfer olmuş

12 milyon euro bedelle Alman takımının yatırım yaptığı genç yetenek bakalım palermodan gelen bir diğer defans oyuncusu Barzagliadan daha iyi bir performans gösterebilecek mi?

Bu arada genç yetenek demişken bir başka isimden daha bahsedelim. Ben Khalifa da sezonun süpriz isimlerinden biri olabilir, takipteyiz

7 Temmuz 2010 Çarşamba

Krasiç mi Hazard mı yoksa Mahmut mu

Fotomaçta komik bir köşe var Gündemdekiler diye her takım için yazılmış dün komik birşey söyledi işçi arkadaşlardan biri.

"Fenerbahçe için yazmışlar Krasiç 20, Hazard 25, Robinho, Grafite, Huntelaar vs. birde Mahmut. Hiç yakışıyor mu o listeye Mahmut? Mahmut kim?"

Doğru Mahmut kim:)

Efsanesin Fotomaç

Taviz vermek


İnsanlar bir garip geçen sene Lugano gibi adam bırakılır mı deniyordu. Aradan çok kart görüyor sözleşmesine kart görmesin diye maç başı maddesi konulduğu haberi gelince Uruguaylının taviz verdiği söylendi.

Bu senede gitmek isterse 3.5 milyon geitrmesi gereken madde ortaya çıkınca, vay nasıl böyle bir maddeye izin verilir deniyor.

İki tarafta taviz vermiş daha neden bu kadar tartışma anlaması zor.

Hiçbirşey mutlu etmiyor, hep daha fazlası

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Cristian'ın Gol Sevinci

Gol güzeldi fakat benim maçtan aklımda kalan bu kare oldu. Sevinci görür görmez yıllar önceki bir maça gitti aklım. 22 nian 2006 da oynanan derbinin açılış golünü Appiah atmıştı. Golden sonra yaptığı işaret ise ağlama işaretiydi.

Maç sonunda ise rakiplerinin dürekli ağladığından yakınıyordu. Cristianda hemen hemen aynı sebebten dolayı böyle bir sevinç gösterisi yaptığını açıkladı.

2006 yılında son maçta şampiyonluğu kaybetmiştik umarım sevinçler ne kadar benzesede ligin sonunda oluşacak sıralama benzemez.

Hele ki ikinci defa Daum ile böyle bir yıkım herkese fazla gelir.

Bu da appiahın sevinci.


1 Mayıs 2010 Cumartesi

Bir Süre Ara

Kısacık bir ara vermem gerekiyor, iş yüzünden zaman bulamıyorum en kısa sürede tekrar yazmaya başlayacağım.

7 Nisan 2010 Çarşamba

Ezmek


Ligimizde her maçtan sonra şöyle bir söz söylenir x takım y takımı sahadan sildi, z takım bütün hatlarıyla q takımını ezdi.

Ben bugüne kadar bu kadar dominant bir rakip ezme olayı bizim takımlarımızda hatırlamıyorum. Barça resmen Wenger'in anasından emdiği sütü burnundan getirdi iki maçtada.

İlk maçta sahada ispanyol şovu vardı fakat 2-0 dan sonra barça durunca Arsenal beraberliği yakalamıştı. Dün gene öne geçti ingilizler işlerine yarayan skoruda yakaladılar ama Messi çıktı gene dağıttı bütün planları.

Resimde maçın kısa bir özeti var,%84 başarı ile yapılmış 504 pas. %61 topla oynama oranı, 15 şut falan fişman.

Arsenal gibi top 10 klüpten birine bunu yapabilecek oyun düzeni ancak ayakta aklışlanır. Darısı  Ral maçına, Messiden gene sihir bekliyoruz ailecek.

6 Nisan 2010 Salı

Star Tv Episode falan filan


Daha öncede yazmıştım bu ülkeye yapılan bir saygısızlık, iki decoder fazla satmak uğruna insanların nefretini kazanmak bence çok doğru bir firma stratejisi değil.

Tam tersi kimi tanıyorsam d-smart almayacaklarını böyle devam etmelerinin almayı düşünenleri bile caydırdığını söylüyorlar.

Bugün Barcelona-Arsenal maçı yerine bu programı uygun görmüşler bizlere. Bir dönemin salı-çarşamba kültürünü bu sezon tamamen ortadan kaldırdılar.

Artık kına mı yakarlar yoksa başka birşey mi bilemiyorum.

Altaylık Yapmak

İzmir de geçen yıllar sonunda sempati duyduğum bir takımdır Altay, şehrin diğer iki büyüğüne rağmen benim için asıl futbol takımıdır. Doğru yapılanmış bir alt yapısı olan kavgadan gürültüden uzak kendi halinde futbolunu oynamaya çalışırlar senelerdir.

Her sene artık bir takım birinci lige çıksın, izmirin süper ligde temsil edilememesi bu kente yakışmıyor lafları arasında son adımı bir türlü atamıyorlardı.

Bu sene bank asyada ilk yarı bittiğinde liderin yanlızca üç puan gerisindeydiler fakat sonra ortaya hiç bir şey koyamadılar.

13 maçta 4 galibiyet 2 beraberlik ve 7 mağlubiyet ile liderden tam 17 puan gerideler üstelik bu kayıplar devam ederse koca bir sene gene boşa gidecek. Play-off için hala şansları var ama kalan 5 haftada 6. sıradaki Giresun ile aralarındaki 4 puan farkı koruyabilecekler mi belli değil.

İzmirin tek tesellisi Buca'nın süperlige yükselmesinin neredeyse kesinleşmesi. Hangi Buca ligin totalde bakıldığında en az değer biçilen kadrosuna sahip olan takımı. Demek ki iş sadece paraya bakmıyor, doğru yapılanma her zaman kazandırıyor.

Sihirbaz Lahm



Buda Link...

Hadi Eşşek Sıpası


Arjantinde işler devler için iyi gitmiyor. Clasurada River 16. Boca 19. sırada, üstelik futbol olarakta günden güne eriyorlar.

River tekrar Ortegaya sarılmış durumda, Newell's maçında yeniden forma giymesi bekleniyor. Resimde ole'den, Cankurtaran demişler eşşek sıpasına:)

Boca da ise işler daha kötü durumda derbi galibiyetine rağmen bir türlü maç kazanma ritmini yakalayamıyorlar. Teknik direktör değişikliği gündemde, takımın abileri uyarılması ve daha fazla katkı vermeleri isteniyor.

Her kimki lig statüsünü bu hale getirmişse ona dua etsin ikiside yoksa son bir senedir gösterdikleri performansa bakılacak olsa ikiside düşmeye en büyük aday olacaklardı.

Bir haberde Buonanotte'den verelim, yeniden çalışmaya başlamış kazadan sonra. Topla terapi idmanlaraına bile başlamış ama tekrar korkmadan ne zaman oynamaya başlar kimse birşey diyemiyor fakat yakın zamanda maçlarda oynamak istediği yazılıp çiziliyor.

Kim bilir belki kazadan kutulduktan sonra River'ı da kurtarır belli mi olur. Arjantin ligi için böyle bir kahramanlık senaryosuna ihtiyaç var.

29 Mart 2010 Pazartesi

İstenmeyenlerin Günü


Resimin ne zamandan olduğu malum, dün gece beklenen oldu ama beklenmeyen bir şekilde. Fenerbahçe galibiyeti süpriz sayılmıyordu ama golü atacak adam şapkadan tavşan misali Selçuk olunca şaşırıyor insan.

Neyse asıl konumuz Selçuk değil, konumuz Felipe Melo.

Transfer olduğundan beri taraftarla arası bir türlü iyi olmadı Brezilyalı orta sahanın. Takımın kötü gidişi, suya sabuna dokunmayan defansif oyunu beklentileri bir türlü karşılayamadı fakat en büyük mesele verilen paraydı. 20+ milyon euroya trasnfer oluyorsanız sizden beklenenler sadece defansif görevinizi yapmanız değil ekstra hücum katkısını vermeniz.

Gol atıp, asist yapmanız.

Düne kadar ne gol nede asisti vardı fakat dün 83. dakikada galibiyet golünü atınca birazda olsa taraftarla arasındaki yangına su serpmiş oldu.


Golü önce maça gelen eşine ve kızına armağan etmiş. Kızının ilk defa maçını seyretmeye stada gelmesinin uğur getirdiğini söylemiş. Hazır gol atmış tabi hemen tarafatara oynamayı ihmal etmemiş. Golümü kızıma ve pnlara adıyorum falan filan.

Futbol her yerde futbol, demeçler her yerde hemen hemen aynı.

Demecin sonunda ne olabilir sizce?

a)önümüzdeki maçlara bakıyoruz
b)taraftarımız bizi hep desteklesin
c)yaptığım hatalardan ders çıkardım
d)daha çok çalışıyorum
e)hepsi

Ters Tepmeye Devam





Milan lider olmamak için elinden gelen çabayı ardına koymuyor. Gene altın tepside sunulan şansı geri teptiler, bakalım ne kadar daha devam edecek ama bence artık zor.

Sonuçta interin her sene böyle bir dönemi oluyordu, gelenekselleşen durgunluk zamanını Milanda kötü geçirince ortaya ilginç bir tablo çıktı.

Mourinho için varsa yoksa Chelsea'yi elemek düşüncesi olunca ligi bu dönemde erken koparma şansını yitirdiler.

Hali hazırda Cska gibi rahat bir kura var önlerinde sadece avrupayı düşünmek olmaz artık, olursada ayıp.

Joseye yakışmaz tek kulvarı düşünmek.

28 Mart 2010 Pazar

No Comment

Galatasaray 0 - 1 Fenerbahçe

Futbol böyle güzel, bazen en sevmediğiniz en çok küfür ettiğiniz oyuncu size en büyük sevinçlerden birini yaşatabiliyor.

Maçta çok birşey yoktu belki, derbi gibi değildi. Gerilim desen yok, pozisyon desen yok, heyecenlanacak anlar bir elin parmağını geçmiyor iki takım için.

Bir G. Santos'un bir de Keita'nın şutu var. Diğer tarafa geçersek Vedersonun yakalayıp şut çekmediği pozisyoncuk var o kadar.

Onun dışında sürekli pas yapmaya çalışan ama pas yapmaktan başka birşey yapmayan iki takım vardı. Alex, Mehmet ve Santos'un sürekli pas yapmaya zorlaması. Topu hiç havalandırmadan ayaklarında tutmaları işimizi ne kadar kolaylaştırsada hep o final pasını bekledik. Bir defa Alex Guizaya attı onda da yan hakemin yanlış bayrağı engel oldu.

Hakemlik bile düzgün iş olmadı bir tek fuck off tan atılan Kazımı gördükten sonra hakemin gözünün içine kalaylı bir küfür yollayan Baros'un oyundan atılmaması tartışılabilir. Dos Santosun pozisyonu için penaltı diyenlere pek katılamayacağım.

Galatasarayın sorunu aslında burda kolay yere atlayan oyunculardan kurulu. Hele ki Keita ve Dos Santos nerdeyse her pozisyonda yere atladılar.

Maçta atan kazanacaktı, sakin olması gerekende Fenerbahçeydi. Atan kaznadı, Emrenin olmamasıda sükunetini korumasına yardımcı oldu.

Bugün kazanan haklıdır günü benim için, eleştirmek istemiyorum. Günün keyfini çıkaracağım.

Bu arada Münferit olarak sayın Helvacıyı selamlıyorum.

26 Mart 2010 Cuma

Pelesenk

kaybettikçe bir çentik attı
alnımın üstüne tanrı
“büyüdün” dedi. “bu yağmurlar bu yüzden".


emre aydın - Bu Yağmurlar

emreaydin | MySpace Müzik Videoları

25 Mart 2010 Perşembe

Deivid Kalır mı?


Aklımda hep bu görüntü kalacak Deivid denince. Cska maçında dakika seksen küsürde kaleye 30-40 metreden şut atacağını hissedince içimden koca bir "hassttır len, ordan vurulur mu?" geçmişti. Gol oluncada ellerim havada yanılmanın ve golün mutlulığunu yaşıyordum.

İlk sezon belki çok bir katkısı olmasada (ki ligde 6 golü 1 asisti vardı), ikinci sezonun asıl kahramanıdır. Çeyrek finale uzanan yolda attığı jeneriklik golller ile beni benden almış, tribünler için kahraman mertebesine ulaşmıştı.

Tabi 07/08 sezonundaki performanstan eser yok, belkide piyasasının en tepe olduğu sezon satabilseydik kahraman olarak kalmaya devam edecekti ama futbol böyle hiçbir zaman dünü yok.

Dün gol atmasına ve  futbol zekasına rağmen o kadar ağır kalıyor ki sanki ayaklarında prangalar var. Üstelik senede 2.3 milyon euro alan prangalı ayaklardan bahsediyoruz.

Değişimin gerekli hele dünkü maçı gördükten sonra elzem. Takım olarak yavaş bünyenin daha atik ve hızlı bireylerle değiştirilmesi gerekli yoksa tın-tın maç seyretmeye devam ederiz.

11 Mart 2010 Perşembe

Maicon Rusyaya Giderken

Brezilya U-20 takımında en beğendiğim isimdi bu seneki, bir ara adı Fenerbahçe için Dentinho ve Taison ile beraber transferde anıldığında ise gelmesini en çok istediğim genç yetenekti.

Satılmayacağı söylenmiş denildi bir kaç sene daha değerini bulmasını bekliyorlarmış. Tabi transfer söylentisi bunlar, forumlarda yönetime yakın olduğunu söyleyenler tarafından aktarılan şeyler!.

Lokomotiv Moskova fazla bekleyememiş,4 milyon euroya işi bağlamış. Gitmişken bir tek Maicon ile dönmemişler üstüne Cruzeriodan Wagneride transfer etmişler 6 milyon euroya.

Avrupada seyretmek güzel olacak Maicon Bolt'u.

8 Mart 2010 Pazartesi

Hayallerinin Peşinden Giden Adam


Malum başlıktanda anlaşılacağı gibi konumuz Tuncay. Dün takımının elenmesinden çok onun bu kadar sonuçtan bağımsız sadece görev adamı rolünde oynaması ister istemez beni üzdü.

Hayır madem hayallerinde premier lig vardı sana belkide en ters gelecek takımlardan birine neden gidersin? Gittin diyelim ikinci hatan Stoke gibi sadece defans yapayım araya bir tane sıkıştırırsam skışıtırırım takımına transfer olmak. Hadi direk türkiyeden seni transfer etseler anlarım ama iki sene ingilterede oynamış adamsın bilmiyor musun hangi takım hangi şablon ve düşünce ile oynuyor.

Dün ciddi anlamda onun adına üzüldüm askerlikten kaçacağım diye ingiltereye gitti, kariyerine ciddi şekilde balta vurdu. Umarım sene sonuna kadar iyice düşünür ve bu defa hata yapmaz.