24 Ekim 2009 Cumartesi
Wenger'in Genç Tutkusu
İtalyadan bir haber daha verelim, malum Arsene Wenger'in genç oyuncuları yontup sistemine adapte etme sevdasını bilmeyen yoktur. Zaten kendi taraftarları arasında da en çok eleştiri gördüğü konu bu, neden bir yıldız almıyoruz da yıldız olup olmayacağı belli olmayan gençlere milyon euro'lar saçıyoruz. Özellikle Fransız olsun çamurdan olsun sevdası bıkkınlık getirmiş durumda.
Konuya dönersek başarılı eğitmenin gözleminde ki bir diğer genç oyuncu İnter de çok süre alamayan Balotelli. Super Mario lakaplı yıldız için 18 milyon + 4 milyon ekstralık bir teklif sunacağı konuşuluyormuş. Bir başka iddiayı da söyleyelim bari yeri gelmişken Ajax'tan aldıkları Varmalenin üstün formundan sonra bir başka Ajax'lı 21 yaşındaki defans oyuncusu Van der Wiel içinde kulübüne 9 milyon euro'luk bir teklif sunmuşlar.
Öküz Milanoya Dönecek mi?
Arkadaşlar arasında kendisine güçünden dolayı kısaca Öküz derdik, en komple forvet özelliklere sahip oyuncuydu belkide futbol tarihinin gördüğü. Sonra babasını kaybetti, depresyona girdi, futbolu bıraktı derken tekrar ülkesine döndü. Flamengo da futbolunu tekrar oynamaya başladı üstüne yeni bir kız arkadaş da edinmiş. Cassina Menega adından 22 yaşında bir üniversiteli ve evlenmeyi düşünüyorlarmış. Bu habere de en çok Milan tarafı sevinmiş. Malum devre arasında transfer etmek istiyorlar ve ruhende düzelmiş bir Adriano takıma çok katkı yapabilir.
Hocasından Öğrencilerine Ders
Teknik direktörden oyuncularına uygulamalı topa gelişine nasıl vurulup gol atılır dersi
Eke Uzoma
Eko Uzoma 19 yaşında Nijeryalı genç bir orta alan oyuncusu ve Bundesliga takımlarında Freiburg ta oynuyor. Şuan için potansiyeli çok iyi ya da yıldız adayı denemez ama şimdiden Alman lig tarihine adını altın harfler ile yazdırdı. Nasıl diyecek olursanız, Mainz maçında 88. dakikada takım arkadaşı Julien Schusterin yerine oyuna girerek 46 yıllık lig tarihindeki 5000. oyuncu oldu. Bu onura ulaştığı için kendisini tebrik ediyoruz. Peki 4999. kim diye soracak olursanız ona da cevap verelim. Dortmund takımından Damien Le Tallec geçen hafta Bochum maçında oyuna girmiş ve 5000. olmayı bir sayıyla kaçırmış. Acaba Türkiye liginde kaçıncı oyuncu oynuyor şuan. 4000 Rakamına ulaşmış mıyızdır?
Angel Labruna
Malum yarın dünyanın bir numaralı derbisi oynanacak, ilk yarısı bizim yerel derbimiz ile yarım saat kadar çakışıyor ama olsun. Bu defa iki takımda şampiyonlukta iddialı konumda değil, hatta River için daha önemli bir maç. Arjantin de konuşulan konu Palermo'nun derbi de gol atıp atamayacağı çünkü kendisi şuan Superclasico'nun en golcü ikinci oyuncusu 13 gol ile. Gol rekoru ise Milyonerler diye adlandırılan River Plateden Angel Labrunada. Kendisi toplam 22 gol ile zirvede.
Palermo bu sayıya ulaşabilir mi bilmiyorum ama şuan için ikinciliği garanti çünkü faal olarak oynayan oyunculardan bu rakama yaklaşan dahi yok. Tek problem Palermo'nun El Monumental'e burnunda ki kırık yüzünden çıkıp çıkamayacağı. Kesin olmamakla birlikte maske takıp çıkacağı söyleniyor.
U-17 Dünya Kupası
U-20 Mısır da bitti ve sıra geldi alt yaş grubunun en görkemli turnuvasına. Fabregas, Anderson ve Kroos bu üç oyuncunun da ortak noktası U-17 Dünya kupasında en değerli oyuncu seçilmeleri, sırasıyla 2003, 05 ve 07 yıllarında ki turnuvalara farklı bir hava ve heyecan katmışlardı. Tabi tek yıldız onlar değil bu sahnede parlayan daha önce bu yaş kategorisinde. Diego, Veron, Ronaldinho, Carlos Tevez, Michael Essien, Harry Kewell, Figo, Xavi, Landon Donovan, Adriano, Fernando Torres, David Silva, Freddy Adu, Nuri Sahin ve Vela gibi üst düzey oyuncular kendilerini gösterip Avrupa'nın büyük kulüplerinin takibine girdiler. Kısaca adam olacak çocuk burada kendini belli ediyor.
Dönelim bizim milli takımımıza, 2005 de Peru da oynanan turnuvadan sonra devamlılığı sağlayamamış ve G. Kore deki turnuvaya katılamamıştık. Aradan 4 yıl geçtikten sonra tekrar katılıyoruz, aslında önemli bir gelişme. Final, yarı final oynamak değil alt yaş jenerasyonundan itibaren büyük turnuvalara katılmayı bir gelenek haline getirmeliyiz. Bunu da ancak bu kategoride devamlılığı sağlayarak başarabiliriz.
2005 Peru'dan aklımızda kalan gece geç saatlerde oynanan maçlar ve bu maçları Türkiye de hiçbir kanalın yayınlamamasıydı ta ki yarı finalde oynadığımız Brezilya maçına kadar. Çok dramatik bir maçtı, 3-0 geriye düşüp 10 kişi kalmamıza rağmen 3-3 yapmıştık ama Anderson'u durduramamıştık ve maçın son dakikasında gelen bir gol ile yenilmiştik. Üstelik kupayı da grup maçlarında yedek takımla yendiğimiz Meksika, Brezilyayı 3-0 yenerek kazanmıştı. O turnuvadan akılda kalan genç oyuncularımızın müthiş takım oyunuydu. Topu havaya kaldırmadan sakin paslar ile oyuna hükmediyorlardı. Abdullah Avcının belkide bu kadar istenmesinin sebebi de o turnuvada seyrettiğimiz müthiş takım oyunun yaratıcısı olmasıdır.
Şimdi gelelim 2009 yılına, gene en büyük favori Brezilya, İspanya, Nijerya, ve Arjantin. Plase de Almanya. Bu turnuva içinde konuşulan, damga vurması beklenen 5 yıldız adayı var. Bunlar; Bonservisi İnter de olan Brezilyalı ortasaha oyuncusu Coutinho, Hollandalı golcü Luc Castagnois, Arjantinli atak oyuncusu Daniele Villalva, İtalyanın yeni 10 numarası olmaya aday Genoa'lı Stephan El Shaarawy ve şuan Amerika da birinci ligde oynayan Meksikalı Bryan Leyva. Tabi seyre değer başka oyuncular da var mesela Barcelonalı defans oyuncusu Muniesa, A. Madridli golcü Borja, Hollanda milli takımı için oynayan Arsenalli Oguzhan, Turnuvaya gelene kadar 7 gol atan Bursasporlu Muhammet, Santosun şimdiden Avrupaya pazarlanan genç yeteneği Neymar, Liverpoolun almanı Buchtmann, Nijeryalı golcü Stanley Okoro.
Daha sayamadığımız bir dünya isim var, seyredip zevkli bir turnuva olmasını umalım. En azından Mısır da oynayan abilerinden daha iyi bir turnuva geçirsinler
Coutinho
Sırasıyla Meksikalı Leyv, İtalyan Shaarawy ve Arjantinli Villalva
23 Ekim 2009 Cuma
Puyol 2013'e Kadar Yuvada Kaldı
Barçanın ruhunu yansıtan oyuncuların başında geliyordu kaptan Puyol ve sene sonunda sözleşmesi bitecekti. Yıl sonundan itibaren geçerli olmak üzere yeni bir sözleşmeyle kendisini 2013 yılına kadar yuvaya bağlamış bulunuyor. Sevindirici haber benim gibi kendisini barça forması altında izlemeyi sevenler için. Zaten kendisi de sevinmiş olacak ki resimde görüldüğü üzere halaya durmuş.
MVP
Kış Olimpiyatlarına Kötü Başlangıç
2010 kış olimpiyatları için geri sayım başladı, en son olarak da dün Atina da olimpiyat meşalesi yakıldı ve 12 şubata kadar sürecek 45.000 km'lik uzun yolculuğuna başladı. Her şey yeni başlamışken bu organizasyonda emeği büyük olan Vancouver olimpiyat komitesinin başında ki isim Jack Poole pankreas kanserine karşı daha fazla direnemedi ve yaşamını yitirdi. Toprağı bol olsun.
Umudu CAS
Resimde ki genç antalyada ki U-17 turnuvasında gözümüzün pasını silen bir kaç oyuncudan biriydi. Yarı finalde Batuhanın laubali penaltısı sonucu elendiğimiz Fransa takımının en iyi oyuncusuydu. Tabi konu Kakuta ama turnuva değil, oyuncu chelsea'ye turnuvadan önce klasik İngiliz takımlarının yetenekli gençleri akademilerine dahil etme yöntemi ile transfer oldu. Nedir bu yöntem? Yetenekli oyuncunun babasına kulüp bir iş bulur(bahçıva vs.) oyuncu İngiltere'ye taşınır ve alt yapı eğitimini burada almaya devam eder.
Neyse biz konuyu fazla dağıtmayalım, Kakuta transferi de böyle gerçekleşti ama bu defa Fifa güçsüzün yanında yer aldı ve Lens takımın haklı buldu. Sonucunda Chelsea 2 transfer dönemi transfer yasağı aldı. Şimdi tek umudunu CAS'a bağlamış durumda İngiliz takımı. Bakalım kasım başında görülecek davada CAS'ta güçsüzün yanında mı yer alacak yoksa fifa'nın kararını bozacak mı.
Yabancı Sınırı
Yabancı sınırlaması bizde sıkça bahsedilen bir konudur, artsın yada azalsın. Değişik argümanlarla fikrimizi destekleriz yok gençlerin önü kesiliyor, yok milli takım etkileniyor ama daha bir sonuca varamadık. Oysa dünyanın öteki ucunda Peru ve üst komşusu Ekvator başkanları bir araya gelmişler bundan sonra kendi aralarında oyuncularının yabancı sayılmamasına karar vermişler. Üstüne resimde ki Peru başkanı eklemiş, Ekvadorlu birini nasıl yabancı sayabiliriz onlar bizim canımız ciğerimiz kırk yıllık kardeşimiz.
Bizde buna benzer bir uygulamaya gidemez miyiz acaba yakın komşularımızdan bir kaçıyla hazır bolca açılım yapıyoruz birçok konuda. Aradan bu konuyu da çıkaralım.
Sıradaki
Beklene oldu ve bir sürü isim arasından Abel Resio'nun yerine Sanchez Flores devraldı Madrid'in teknik direktörlük koltuğunu. Resino geçen sene Aguirreden 21. haftada görevi devraldığında Madrid 32 puan ile 7. sıradaydı. Lig sonunda 67 puan ve şampiyonlar ligi biletini alarak sezonu kapadılar.
Bu yükselişin ardından tekrar bir dibe vuruş üstelik kadro korunmuşken ve yeniden ihtiyaç duyulan bir değişim. Bakalım Flores gelecek seneyi görecek mi, görecekse önümüzde ki sene kaç hafta takımda kalacak.
Galatasaray 4 - 1 Dinamo Bükreş
Arka arkaya evinde oynadığı ikinci maçta da 4 gol atarak galip geldi Galatasaray, üstelik bu defa sadece 1 tane yediler ama gene rakibe fırsatlar verdiler. Bu senenin en çok kullanılan 3 klişe lafından birini uyguladılar, rotasyon. Sol bekte Caner, defansta Topal,forvette Nonda ve Ardanın yerine de Elano ile başladı Rijkaard. Aslında daha zor bir ilk yarı bekliyordum, en azından oyunun daha çok sıkışmasını bekliyordum ama Servetin de katkısıyla atılan birinci gol bükreşi ileri çıkmaya zorladı. Kewell yorulana kadar yine müthiş işler yaptı ama maçın kahramanı tartışmasız Keitaydı. Lille de seyrettiğimiz oyununa benzer bir performans çıkardı çdeğişene kadar, gözümüzün pasını silen bir sağ açık performansı.
Elano da eski maçlarına oranla daha iyi oynadı, en azından maçın içinde çok saklanmadı. Fizik olarakta daha güçlü göründü. Bugüne kadar seyrettiğim lig ve avrupa maçlarında gördüğüm kadarıyla bu takımın en önemli oyuncusu Keita, herkes Ardadan bir Messi yada yeni Hagi yaratmaya çalışsa da onun değil Keita'nın yokluğu bu takıma ciddi anlamda yara açar. Sanırım bu sene Afrika kupasına gidecek ve bir süre takımda olmayacak belkide en önemli ve zor dönemeç bu olacak Galatasaray için çünkü Fildişi turnuvanın favorilerinden. Dönüşü uzun sürebilir.
Bükreş derbisinden iki ekipte galibiyetle çıktı bakalım pazar günü ne olacak.
Dipnot: Kewell'ın gollerinden sonra Boney M den Daddy Cool şarkısını çalması gerçekten çok güzel düşünülmüş, bulanı tebrik ederim.
Dipnot 2: Liverpool taraftarı da Kewell gol atınca aynı şarkıyı söylüyormuş, olsun burada devam etmeside güzel
Sıradaki
Sarı denizaltılarda çöküş devam ediyor, benimde Espanyol da yaptıklarıyla takdir ettiğim Ernesto Valverde göreve geldiğinden beri ligde galibiyet göremediler ve dibe demir attılar. Avrupa ligin de ise bugün Lazio'ya deplasmanda rakip 10 kişi kalmasına rağmen 2-1 yenildiler. Toplamda 10. maçlarında 1 galibiyet ve 6 mağlubiyetle kendilerini tepede görmeye alışanları şaşırtmaya devam ediyorlar. Nihat'ın gitmesi gol anlamında değil ama duygusal olarak (: P) takımı çok etkiledi herhalde!!!
Bakalım ne kadar daha görevde kalacak genç teknik adam.
Bakalım ne kadar daha görevde kalacak genç teknik adam.
22 Ekim 2009 Perşembe
Tavşan İş Başında
Belki İspanyanın iki büyüğünde çok verimli olmadı ya da forma şansı bulamadı ama Monaco'dan sonra Benfica ile de fark yaratmaya devam ediyor. Bugün Everton maçında 2 gol birde boş kaleye Cardozoya asist yaptı ve toplam da sezon başından bu yana 14 maçta 7 gol rakamına ulaştı. İyi golcü valla ilk golü tekrar tekrar izlenecek güzellikte.
Shakhtar Donetsk Tutulamıyor
Türkiyede çingene dendi paragöz dendi zorla gönderildi ama bu yaşlı futbol adamı Ukrayna da çok iyi işler yapıyor. Avrupa liginde 3. maçlar geride kaldı 9 puan ve maç başına 4 gol ortalamasıyla yollarına sağlam bir şekilde devam ediyorlar. Toulouse da onlara dayanamadı. Ligde de 10. hafta sonunda lider Kiev'in 4 puan gerisindeler. Türkiye ye benzer bir lig sisteminde yoluna devam ediyorlar, şampiyonlukta tek büyük rakipleri var. Gerçekten tebrik etmek lazım sürekli iyi oyuncular bulup, hem yüksek fiyata büyük liglere satıyorlar hemde başarının devamlılığını sağlıyorlar. Kısaca her şey güllük gülistanlık Lucescu tarafında zaten yeni sahaları Donbass Arena 50217 bilet satarak seyirci rekorunu da kırmışlar daha ne olsun. Taraftar mutlu, Yönetim mutlu, aşağıda ki resimde görüldüğü gibi oynayanlarda mutlu.
Steaua Bükreş 0 - 1 Fenerbahçe
Bu sene bol bol seyredeceğimiz maçlardan birini daha seyrettik, golü atana kadar ileri gitmeye çalış. Fakat hızlı değil çok pas yaparak git, golü attıktan sonra geriye çekilebildiğin kadar çekil. Pas yeteneği bu kadar üst düzey oyunculardan kurulu bir takım neden topu bu kadar yavaş ve gereksiz dolaştırır. Bir diğer hata neden sürekli uzun top yapılır, ne amaçlanmaktadır.
Birde işin savunma kısmı var, Bilica arka arkaya 4-5 iyi maç çıkardıktan sonra son iki maçtır sahada anlamsız hatalar yapmak için zorluyor. Çalım atma sevdası yada garanti pas yerine zorlama pas atması yüzünden ilk yarıda 3 defa rakibe pozisyon verildi. Özellikle 45. dakikada kaptırdığı bir top var ki Nicolitaya iyi pas gelmemesi büyük bir şans.
Bu kadar güzel paslaşarak gol atabilen bir takımın, yürüyerek maçlar oynaması üzüntü verici. Tabi birde takımın teknik direktörüne de bir kaç söz söylemek lazım, geldiğinden beri ayakta durmakta zorlanan Santosa bu kadar dayanmak ciddi anlamda sorgulanacak bir şey. İki tane boş kaleye kaçırdı ki yeteneksiz desem değil, topa vuramıyor desem o da değil. Nesi var anlamak zor. İlk yarıda çıksa kimse sesini çıkarmazdı ama yorgun sol açık 90. dakikada değiştiğinde herhalde kendisi de şaşırmıştır.Maçın tartışmasız yıldızı Emre olmasa takımda ileri oynamak isteyen yok. Garip bir ruh hali sanki özellikle tembih edilmiş hızlı oynamayın diye, tabi ki daum böyle taktik verdi demiyorum ama anlaması zor.
Takım planlamasını yapanlara da tebrikler çuval dolusu parayı harçayıp iki forvetiniz sakatlanınca oynatacak bir 3. oyuncu bulamıyorsanız neden bu görevdesiniz. Basket takımı 3 senedir bir dört numara getirmez, futbol takımı iki senedir bir üçüncü forvet getirmez ya da getirdiğiniz genç oyuncuyu uefa kadrosuna almazsınız. Diyelim galibiyet gerekti golcü olarak kim girecekti sahaya Ali Bilgin mi yoksa Selçuk mu?
Özeri de uzun bir aradan sonra sahalarda görmek sevindirici. Takımda biraz kıpırdanan bir şeyler yapmaya çalışan tek oyuncuydu Emre ile birlikte.
Dipnot: Benim gibi TNT'yi Digitürk platformunda seyredenler D-Smart'a bolca küfretmiştir herhalde.
Vierinin Vedası
İtalyan futbolunun yetiştirdiği en önemli gölcülerden biri daha veda ediyor, dile kolay Müthiş bir kariyer. Juventus, Milan, İnter, A. Mardid ve sayamadığım bir dünya irili ufaklı takım. Gençlik yıllarımızın en komple forveti de bıraktığına göre bizde hafif hafif yaşı kemale erdiriyoruz.
Top ne şekilde gelirse gelsin bir şekilde 3 direğin arasından geçirebilme kabileyetine sahipti, aslında italyanlar golcü çıkarma işini iyi yapıyorlar demek daha doğru. Kuvveti, savunmayı rahatsız edişi, kafa toplarına hakimiyeti ve bitiriciliği. Son zamanlarda takım takım dolaşsa da birinci sınıf bir golcüydü.
İnter dışında bir yerde de iki seneden fazla kalmadı, seyyah futbolcu. Madrid ile müthiş maçlar çıkardı, dile kolay ligde 24 maçta 24 gol atmak her baba yiğidin harcı değil. Maç başı bir gol ortalaması tutturmuşken madrid'ten ayrılıp tekrar İtalya'ya döndü. Lazio'nun efsane kadrosunda yer aldı ardından İnter'e geçip Ronaldo'nun takım arkadaşlığını yaptı. Sansasyonel yaşamı, sürekli değişen kız arkadaşları, basına demeçleri, takım arkadaşlarıyla kavgalar derken bir de baktık Atalanta ile sözleşme imzalamış hemde maç başına da değil gol başına.
Şimdi de futbolu bıraktığını açıklamış, geriye dönüp bakınca vay be ne kariyer diyor insan. Güle Güle Bobo
Top ne şekilde gelirse gelsin bir şekilde 3 direğin arasından geçirebilme kabileyetine sahipti, aslında italyanlar golcü çıkarma işini iyi yapıyorlar demek daha doğru. Kuvveti, savunmayı rahatsız edişi, kafa toplarına hakimiyeti ve bitiriciliği. Son zamanlarda takım takım dolaşsa da birinci sınıf bir golcüydü.
İnter dışında bir yerde de iki seneden fazla kalmadı, seyyah futbolcu. Madrid ile müthiş maçlar çıkardı, dile kolay ligde 24 maçta 24 gol atmak her baba yiğidin harcı değil. Maç başı bir gol ortalaması tutturmuşken madrid'ten ayrılıp tekrar İtalya'ya döndü. Lazio'nun efsane kadrosunda yer aldı ardından İnter'e geçip Ronaldo'nun takım arkadaşlığını yaptı. Sansasyonel yaşamı, sürekli değişen kız arkadaşları, basına demeçleri, takım arkadaşlarıyla kavgalar derken bir de baktık Atalanta ile sözleşme imzalamış hemde maç başına da değil gol başına.
Şimdi de futbolu bıraktığını açıklamış, geriye dönüp bakınca vay be ne kariyer diyor insan. Güle Güle Bobo
Yayın Hakkı
Şampiyonlar ligi dışında bir haber verelim bari, bilindiği üzere Fransa eleme maçı oynayacak İrlanda ile ve ilk maç 14 kasımda Dublin de. Hikaye burada başlıyor, maç yayını konusu şu aralar bizde de oldukça revaçta bir konu. Neyse biz eleme maçına dönelim, efendim bu maçı Fransa da yayınlamak için M6 denen fransız kanalı 5 milyon euro ödemiş. Normalde iç sahada oynanan milli takım maçlarını TF1 yayınlıyor ancak İrlanda Federasyonu bu kanalın deplasman maçını yayınlamak için yaptıkları teklifi düşük bulmuş.Üstüne de bu kadar iyi bir fiyata tek maçın yayın hakkını satıp kasayı doldurmuşlar. Tabi bu parayı eder mi etmez mi Şansal beye sormak lazım o bu aralar sürekli hesap kitap yapıyor.
Katılıyorum Hoca
Dünkü Milan mağlubiyetinden sonra Pellegrini açıklama yapmış oyunumuzun kötü olduğu görüşüne katılmıyorum diye. İspanyol gazeteciler 2 büyük maçın kaybedilmesini Ronaldosuzluğa bağlamış, Pellegrini ise yenildikleri rakiplerinin daha uzun süredir bir arada oynamasının bu sonuçlara sebeb olduğunu söylemiş bence haklı kazanacak pozisyonları buldular fena da oynamadılar. Kaka da bir türlü Milan da oynadığı gibi verimli olamadı geldiğinden beridir. Bir sorunu mu vardır nedir? Ronaldo'nun gölgesinde kaldığını falan mı düşünüyor,kenera çekip derdini dinlemek lazım.
Adam Olacak Çocuk
Sergio Canales Santander alt yapısının ürünü, zaten ispanya 19 yaş altı milli takımında da oynuyor. Hatta son maçını U-19 takımımıza karşıda forma giymişliği var. Kendisini la liganın ilk üç sırasında ki takımların istediği söyleniyor. İzleme şansım olmasada Sevilla, Barça ve Real aynı anda talibse bir bildikleri vardır. Sözleşmesi sene sonunda bitecekmiş, Santanderde uzatamazsa artık avucunu yalar.
Dip not: Chelsea 2 sene önce akademisine transfer etmek istemiş fakat kabul ettirememiş bu isteğini.
Etiketler:
Genç Yetenek,
Sergio Canales
Sıradaki
Bizim basınımızda A. Madrid'in başına Fatih hocanın geçeceği yazılıp duruyor, haber hem AS hemde Marca gazetesinde mevcut. Zaten Başkan Cerezo acil bir çözüm bulmaları gerektiğini açıklamış. Abel son şanslar Chelsea yada cumartesi günkü Mallorca maçlarıydı. İngiltere'den 4-0 gibi ağır bir yenilgiyle döndüler, cumartesiyi bekler mi başkan bilemem. Quique Flores, Schuster, Fatih Terim, Laudrup ve Aragones isimleri konuşuluyor bakalım yeni haftaya kimle girecekler. Benim Favorim Schuster, zaten o da görevi istekli olduğunu göstermek için parmağını kaldırmış.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)