5 Şubat 2010 Cuma

Evreka!!!

Adnan Polat aslında herkesin en azından futbolu seven herkesin karşı olduğu oyun dışı işlerden yakınmış ama öyle bir şey demiş ki komik olmuş;

"Ben son 3-4 yıldır ’anti futbol’ diye bir kavram çıkardım ortaya. Bu konuyla ilgili gerek Futbol Federasyonu’yla, gerekse Kulüpler Birliği’yle bunlar hep görüşüldü. Herkes hemfikir."


Yakında da total futbol diye bir kavram çıkarmasını bekliyorum. Malum futbolun böyle bir kavrama ihtiyacı var. :)

not: resimdede görüldüğü üzere kavram bulmak için kara kara düşünüyor, ne olacak bu takımın hali diye değil.

4 Şubat 2010 Perşembe

Fenerbahçe 3 - 0 Bursaspor


Stad neredeyse tam dolu, takımlar iyi, hava güzel, zemin kötü.

Futbol için olabilicek her şartı sağlayan bir gece, birde zemin iyi olsa tam güzel olacak.

Maça Bursa iyi başlayınca Sivas maçının aslında rakibin kötülüğünden dolayı farklı bittiğini düşünmüştüm ama bu maçın 10. dakikasından sonra daha çok koşan, en azından oyun oynamaya çalışan taraf olarak gördük.

Maça Sağlam'ın neden Volkansız başladığını anlamaya çalışıyorum ama bir türlü çözemiyorum.

Kontra oynamaya çalışacaksınız en azından öyle bir ortam var, elinizde de Sercan ve Volkan gibi iki tane pire var. Birini oynatıp diğerini yedekte bırakmak çok akıllıca olmadı. Zaten girdikten sonra Volkanı seyretmek de ayrı keyifti.


Semihin hafiften oynayarak form tutması,takımında şeklini şemalini değiştirmeye başlıyor. İlk devre en büyük sorun Semihin bir türlü form tutamamasıydı, Guizadan zaten böyle bir beklentim kalmadı.

Bir gün önce Galatasaray'ın aşamadığı sorun beklerin oyuna katılamamasıydı. Bugün Santos ve Gökhan bu işi iyi sayılabiliecek derecede gerçekleştirdiler.

Beklerin önünde oynayan oyuncuların bir türlü istenen efektiviteye ulaşamaması, takımın daha rahat oynamasını engelliyor.

Bir Tuncay ya da Deivid'in dönem dönem yakaladıkları oyuna genişlik katma işini bir türlü ne Uğur, Vederson nede Topuz, Özer ikilisi sağlayamıyorlar.


Tabi daha ikinci devrenin daha başı, takımın taşları tam oturmamış. Maç ritmi kazanılmamış ama gidilen yol doğru.

Hele Emre ve Alex biraz daha oyuna ağırlıklarını katarlarsa seyri güzel maçlar bizi bekliyor.

Birde kupada bir tek bana mı öyle geliyor, yoksa herkesin ortak düşüncesimi bilmiyorum ama sanki daha tempolu daha güzel maçlar seyrediyoruz.En azından trt'nin izin verdiği ölçüde seyretmeye çalışıyoruz.

Son sözde hakem üçlüsüne üçü de kötü hakem. Bursa golünün ofsayt diye sayılmaması, saçma sapan faul kararları falan. Sürekli denk geliyorum kanaatim bu Göçek kötü hakem.

Dipnot:Sercan'ı kim alacak bilmiyorum ama inşallah sakatlığı kronik hale gelmez, yanlış bilmiyorsam ikinci defadır aynı sakatlığı yaşıyor daha 19 yaşındayken

Müjdat Kaptan


Yılarca yerine ön libero arandı durdu fakat her zaman formayı geri almasını bilirdi. Bıyıkları, göbeği ve canını düşüne takmasıyla vazgeçilmezdir benim için. Boxer dergisinde bir röpörtajı yayınlanmış, iki soruya cevabı benim çok hoşuma gitti. Taraftar gibi futbolcu neslinin son örneklerinden biridir büyük kaptan, eksiden daha romantikti herşey diyenler için.


Fenerbahçeye genç yaşta geldiniz‚ o dönem çaylak muhabbeti yapılıyor muydu?


Yağmur yağdığında Cemil Abiler‚ Büyük Mehmetler ağır sahadan zarar görmesinler diye‚ ellerimize keskiyi alıp sahadaki suyu boşaltmaya çalışırdık. Onlar bize Aferin‚ iyi çalıştınız dediklerinde mutlu olurduk. İdman bittiğinde Mehmet Abiye veya Cemil Abiye bir bardak çay getirmekten haz duyardık. Kışın tesislere onlardan önce gidip üşümesinler diye odun sobasını yakardık. Maç topu onlara verilirdi‚ biz gülle gibi şişmiş toplarla oynardık. Şimdiki futbolculara imreniyorum. Bizim zamanımızda stad inanılmaz rüzgr alırdı. İçimize gazeteler koyardık‚ o rüzgrı yemeyelim diye.


Şu resimide nette buldum, pek birşey değişmemiş biraz ak düşmüş birazda kilo almış ama göbek aynı göbek.Bu konuyada açıklık getirmiş.

Bir de sizin için göbekli ve bıyıklı futbolcu ekolünün önde gelen ismi yorumu yapılıyor. Buna katılıyor musunuz?


Buna da sinir oluyorum. Amma şişmişsin be Müjdat diyorlar. Ne şişmişim ya. Yemek yemeyi seven‚ iri yapılı‚ iri kemikli birisiyim. Futbolcuyken de böyleydim ama o kadar şişman değildim. Zaten şişman adam nasıl futbol oynar. Ama doğal olarak futbolu bıraktıktan sonra biraz kilo aldık.


Burdan tamamını okuyabilirsiniz...

Gazetecilik

Sabah gazetelere göz atarken netten ilk dikkatimi bu haber çekti. Trabzon 1 puanı zor almış. Yazan kim bu işten para kazanan medyanın ne  büyük gazetelerinden biri.
Valla şenol hoca şükretsin bir puan aldılar mazallah kupada eleminasyon siteminde her puanın değeri var. :)

Madem yanlış yapıyorsunuz düzeltin bari. Şimdi bu gazetenin inanılırlığı nedir?

Buna benzer bir olay vardı 2006 yılında Bjk-Bolton maçı sonrasında yöneticilerden biri "biz bu bolton'u ingilterede yeneriz demişti"
Uefa da eski statü gereği her takımla bir kere oynadığını bilmiyordu,
Aha da ekşi sözlük linkinide buldum...
Çıkıyor böyle tipler arada,bizede gülmek kalıyor.

3 Şubat 2010 Çarşamba

2 Şubat 2010 Salı

Sevinmesini Bilmeyenler

Görünmez kaza desen değil, aptallık desen değil.

Link...