29 Mart 2010 Pazartesi

İstenmeyenlerin Günü


Resimin ne zamandan olduğu malum, dün gece beklenen oldu ama beklenmeyen bir şekilde. Fenerbahçe galibiyeti süpriz sayılmıyordu ama golü atacak adam şapkadan tavşan misali Selçuk olunca şaşırıyor insan.

Neyse asıl konumuz Selçuk değil, konumuz Felipe Melo.

Transfer olduğundan beri taraftarla arası bir türlü iyi olmadı Brezilyalı orta sahanın. Takımın kötü gidişi, suya sabuna dokunmayan defansif oyunu beklentileri bir türlü karşılayamadı fakat en büyük mesele verilen paraydı. 20+ milyon euroya trasnfer oluyorsanız sizden beklenenler sadece defansif görevinizi yapmanız değil ekstra hücum katkısını vermeniz.

Gol atıp, asist yapmanız.

Düne kadar ne gol nede asisti vardı fakat dün 83. dakikada galibiyet golünü atınca birazda olsa taraftarla arasındaki yangına su serpmiş oldu.


Golü önce maça gelen eşine ve kızına armağan etmiş. Kızının ilk defa maçını seyretmeye stada gelmesinin uğur getirdiğini söylemiş. Hazır gol atmış tabi hemen tarafatara oynamayı ihmal etmemiş. Golümü kızıma ve pnlara adıyorum falan filan.

Futbol her yerde futbol, demeçler her yerde hemen hemen aynı.

Demecin sonunda ne olabilir sizce?

a)önümüzdeki maçlara bakıyoruz
b)taraftarımız bizi hep desteklesin
c)yaptığım hatalardan ders çıkardım
d)daha çok çalışıyorum
e)hepsi

Ters Tepmeye Devam





Milan lider olmamak için elinden gelen çabayı ardına koymuyor. Gene altın tepside sunulan şansı geri teptiler, bakalım ne kadar daha devam edecek ama bence artık zor.

Sonuçta interin her sene böyle bir dönemi oluyordu, gelenekselleşen durgunluk zamanını Milanda kötü geçirince ortaya ilginç bir tablo çıktı.

Mourinho için varsa yoksa Chelsea'yi elemek düşüncesi olunca ligi bu dönemde erken koparma şansını yitirdiler.

Hali hazırda Cska gibi rahat bir kura var önlerinde sadece avrupayı düşünmek olmaz artık, olursada ayıp.

Joseye yakışmaz tek kulvarı düşünmek.

28 Mart 2010 Pazar

No Comment

Galatasaray 0 - 1 Fenerbahçe

Futbol böyle güzel, bazen en sevmediğiniz en çok küfür ettiğiniz oyuncu size en büyük sevinçlerden birini yaşatabiliyor.

Maçta çok birşey yoktu belki, derbi gibi değildi. Gerilim desen yok, pozisyon desen yok, heyecenlanacak anlar bir elin parmağını geçmiyor iki takım için.

Bir G. Santos'un bir de Keita'nın şutu var. Diğer tarafa geçersek Vedersonun yakalayıp şut çekmediği pozisyoncuk var o kadar.

Onun dışında sürekli pas yapmaya çalışan ama pas yapmaktan başka birşey yapmayan iki takım vardı. Alex, Mehmet ve Santos'un sürekli pas yapmaya zorlaması. Topu hiç havalandırmadan ayaklarında tutmaları işimizi ne kadar kolaylaştırsada hep o final pasını bekledik. Bir defa Alex Guizaya attı onda da yan hakemin yanlış bayrağı engel oldu.

Hakemlik bile düzgün iş olmadı bir tek fuck off tan atılan Kazımı gördükten sonra hakemin gözünün içine kalaylı bir küfür yollayan Baros'un oyundan atılmaması tartışılabilir. Dos Santosun pozisyonu için penaltı diyenlere pek katılamayacağım.

Galatasarayın sorunu aslında burda kolay yere atlayan oyunculardan kurulu. Hele ki Keita ve Dos Santos nerdeyse her pozisyonda yere atladılar.

Maçta atan kazanacaktı, sakin olması gerekende Fenerbahçeydi. Atan kaznadı, Emrenin olmamasıda sükunetini korumasına yardımcı oldu.

Bugün kazanan haklıdır günü benim için, eleştirmek istemiyorum. Günün keyfini çıkaracağım.

Bu arada Münferit olarak sayın Helvacıyı selamlıyorum.